Pazartesi, Şubat 27

omletos çikitos




Pazar sabahı hazırladığım çok kolay bir omlet. Teflon tavaya 1 çay kaşığı yağı sürüp kızdırın. 2 yumurtayı biraz tuzla çırpıp kızgın tavaya dökün ve hemen yayın. Spatula yardımı ile kontrol edin. Eğer alt kısmı hiç bir sorun olmadan kalkıyor ise yarısına önceden dilimlediğiniz peynir, sucuk vs...(isteğinize kalmış) ekleyip, resimdeki gibi katlayın.Tersini çevirip 2 tarafını kızartın ve afiyetle yiyin:)





Cumartesi, Şubat 25

Sevgili günlük 2

Sevgili günlük,
Bugün(cumartesi) nedendir bilmem tek başıma Alsancak'a gidip Bonjour'un karşısında Reyhan pastanesine oturdum, portakallı ananaslı pastamı yerken bonjourun kapısına baktım.Yaklaşık bir saat kadar baktım baktım.
Biliyorum sevgili günlük artık bu konuyu unutmam gerek hayatıma devam etmeliyim ama bugün kapının önünde bir basamak olduğunu farkettim daha da şok oldum. Basamağa dikkat edip düşmemişim ama üzerinde kocaman kırmızı bi yazı olan kapıyı görmemişim. Ne karmaşık bir beyin yapım var..
Sevgili günlük bu akşam teyzemdeyim. Teyzem demişken sana 2 hafta önce teyzem ve arkadaşları ile (yaş ortalaması 60) Funda Arar konserine gittiğimi söylemişmiydim. ama teyzemin arkadaşları Funda Arar neden türk sanat müziği söylemiyor diye konseri terkettiler.
Bugünlük bukadar sevgili günlük gene görüşürüz.

Değerli okuyucularımız Ben uzunca bir süre sevgili günnük modunda takılmak zorundayım. Çünkü Fotoğram makinam arıza çıkararak Almanya'ya (geldiği yere) gitti.
Düzelip gelene kadar komşuların makinalarıyla yada günlük modunda takılıcam artık...

Sevgili Günlük


Sevgili günlük,
Güzel bir hafta daha geçti. Nasıl geçti anlamadım. Biliyorsun kafamı çarptım.Çarptıktan sonraki bende babamı bile duygulandıracak dramatik gelişmeler görülmeye başlandı. Her şeyi zamanında ve düzgün yapmaya başladım. Kendimi tanıyamaz oldum.
Sevgili günlük sana anlatmak istediğim bir sıkıntım var. O da Burcu hakkında. Sevgili günlük hatırlarsan geçen ay Burcu’nun eşi iş gezisine gittiğinde ben bir akşam Burcu’da kalmıştım.Hani yemeğe çıkmıştık o, “ben Burger King yiycem” demişti de ben “yok ben ondan yemem çok kalorili” deyip kocaman bir kumpir yemiştim, işte o akşam. Hani sonrada “gel eve gideceğimize sinemaya gidelim” demişti de saat 22:30 da Munich e girmiştik, film 3 saat sürmüştü, sinemadan gece yarısı 1:30 da çıkmıştık, sanki her köşe başından silahlı adamlar çıkıcak gibi hissetmiştik ya. İşte o gece eve gidince Burcu siteyi güncelleyelim diye tutturmuştu. Saat 3 e kadar site güncellemiştik. Sonra “yatmayalım” demişti,
kanepede oturarak uyumuştuk, ben servisi kaçırırsak diye panik olup 5’te uyanmıştım. 6 da kalkıp 10 dakikada hazırlanıp 7’ye kadar birbirimize bakmıştık. Sonra servise binince 1 saat uyuyım demiştim de hayır uyumıycaksın demişti, uyutmamıştı. Tabi hiç uymayınca ben iş yerinde bütün gün uzaydan yeni gelmiş gibi dolaşmıştım. İşte sevgili günlük ne yazık ki Burcu’nun eşi gene iş seyahatine gidiyor ve Burcu şimdiden bana yaşatacağı eziyetlerin planını yapıyor.Sevgili günlük sence ne yapmalıyım. Çünkü bu sefer iki gece hiç uyumayalım bakalım nasıl olcak diye tutturdu. Çok sıkıntılıyım. Derdimi bir senle paylaşabiliyorum. 30 yaşımı doldurmama 40 gün, kaldı uykusuz kaldıkça gözlerimin etrafındaki kırışıklıklar artıyor kafam çok karışık….

Cuma, Şubat 24

Burcu, Başak ve iletişim

Burcu:
Sevgili Başak
günaydın
dün siteye 1500 kişi girmiş
ama hiç yorum yok
niye acaba
neyse sana güzel kazasız belasız bir gün dilerim

Başak:
Sevgili Burcu
bu akşam çıkışta Füsla egs de dolaşcaz
gelsene sende

Burcu:
Sevgili Başak
belki 1 saat filan gelirim
kaan gelene kadar
biliyorsun yarın yurtdışına gidiyor
biz sizin gibi ayrılığa alışık bir çift değiliz
kaanın gitmesiyle senin kabus haftan başlıycak

Başak:
Sevgili Burcu
odamı topladım
Meğer odanın tamamı çöpmüş
bi anda boşaldı
Herşey çok düzenli ve temiz oldu
Bu ortamda nasıl yaşarım bilmem
Akşam bekleriz
Senin için üzülüyorum
ama eğer sende benim gibi duyguları ameliyatla alınmış isen(füs bana öyle diyor)
Çok rahat alışırsın
Bu arada benim suçum ne
zaten allah bana çektiriyor
sen benden ne istiyorsun

Burcu:
Sevgili Başak
sana işkencenin çok zevki yok
çünkü allah zaten yapacağını yapmış
eklediğim resmi gördün mü
dün senin dağ bisikleti olayını kaana okuttum
çok güldü
gülerken acıdı da sana

Başak:
Sevgili Burcu
Allah cezanı vermesin
reyting uğruna maymuna döndüm
Resmi beğendim
softfocus gibi çekmişsin
ama tahminimce çekerken titretmişsindir
senden soft focus çekim falan beklemiyoruum
git profösyonel makina al sonrada düzgün foto çekeme
İşte bu sensin

Perşembe, Şubat 23

Adaçayı Soslu Tagliatelle



Geçen hafta bayağı bir hasta olmuştum. Tek güzel yanı iştahımın tamamen kesilmesiydi. Sabahları bir ballı süt, akşamları da bir tabak çorbayla bir haftam geçti. Bol bol vitamin takviyesiyle tabii.

Yeni haftanın başlangıcıyla birlikte benim de iştahım geri dönmüş, hatta geçen bir haftanın acısını çıkarmak için güç toplayarak dönmüştü.

Nasıl bir ruh moduna girdiysem, sevmediğim şeyleri bile büyük bir iştahla yiyorum. Akşam her eve geldiğimde apartmandan bir komşumuz aşure veriyor. Yıllarca aşure sevmemiş ve yememiş bir insan olarak büyük bir iştahla yiyorum.

Böyle bir durumdayken, neden böyle kremalı, tereyağlı bir makarna yaptığımı açıklamama gerek yok sanırım. Çok yakında eski halime dönmeyi umut ederek tarifini size vereyim.

Esasında ben bu makarnayı televizyonda bir İtalyan programında görmüştüm. O zaman not almaya üşenmiş, ,internetten bulurum demiştim. Eve geldim internete baktım ve tam aradığım tarifi bulamadım. Ben de aklımda kaldığı kadarıyla bir şey denedim. Eşim eve gelir gelmez bu koku da ne süper dedi, çok da beğendi.

Malzemeler:
1 paket tagliatelle (350 gr.) ben tüm paketi kullandım ama 2 kişi için çok oldu. Yarım ölçü de yapabilirsiniz.
1 avuç adaçayı yaprağı
1 limon
1 paket krema(200 ml.)
1 çorba kaşığı tereyağı
4-5 dişi sarımsak
Karabiber
Tuz

Yapılışı:
Tereyağında yıkanmış ve kurutulmuş adaçayını kavuruyorsunuz. Bu sırada sarımsakları da ilave ediyorsunuz. Ben 1 limonun kabuklarını da rendeleyip koydum. Sonra limonun suyunu ekledim. Biraz daha kavrulduktan sonra kremayı ekledim. Krema yoğunlaşana kadar pişirdim. Tuzlu suda haşlanıp, süzülmüş tagliatelleyle sosu karıştırdım. Afiyet olsun…



Dağ Bisikleti Olayı

Burcu'cum dağ bisikleti olayını şöyle özetleyebiliriz:
Sabah iştimasına çıkmış 40 kadar asker ve karizmatik komutanlarının önünde, bisikletimin arka lastiğine takılıp sürekli bana çarpan çalı hakkında , bana çarpanın o olduğunu bildiğim halde ya bu bir köpekse diye gereksiz bir hayal kurup, kendi kurduğum hayalden korkup düşmem, bisikletin de fırlayarak kafama düşmesi, kafamın yarılması, asker ve komutanların ben yerlerde sürünürken ben orda diilmişim gibi davranması, yardım etmemesi, benim sinir bozukluğu ve kan korkusu ile bağırarak ağlamam, kendi kendime, yamulmuş bisikletim ve kafamdan akan kanlarla sağlık ocağına gitmem, acilde mide bulantısı ile fenalaşmam, öğlene kadar hastanede gözetim altında tutulmam, bu gözetim sırasında başımda bulunan doktorun(kendisi babamın arkadaşıdır), kaç yaşına geldin hala evlenemedin, bir işe gir orda yemekhanede öğlen mühendislere bakar aralarından bi tane bulursun şeklinde beni daha da fenlaştırıcı konuşmaları, evdekilerin öğlene kadar beni hiç merak etmemiş olmaları gerçeği, hatta kardeşimin sargılı kafayla eve dönünce Allahın sopası yok yorumu gibi talihsiz olaylar dizisidir.

Bana neler oluyor?....


Kafamı Bonjour'un kapısına geçirdiğimden beri bende bazı gariplikler var. Çocukluğum aklıma geliyor. Sürekli gerçek anlamda ilk rezil oluşumun hatırlıyorum.
İlkokuldayken cuma günleri bayrak töreni yapılırdı. İstiklal marşı okunduktan sonra bir öğrenci çıkar hazırladığı şiiri okurdu. Her hafta bir sınıf bu görevi üstlenirdi. O sınıftan bir öğrenci çalışıp şiir ezberlerdi.
Günlerden Cuma İstiklal Marşı okunacak, bayrak töreni başlamak üzereyken öğretmenimiz(normal çocukların aksine ilkokul öğretmenimi hiç sevmezdim) "Bu hafta sıra bizdeymiş ama ben size söylemeyi unuttum. Biriniz çıkıp İstiklal Marşı'nın ilk iki kıtasını okusun , Başak sen oku dedi"
Ve ben bütün okulun önüne çıktım, İstiklal marşı okunurken sürekli kafamda sözlerini tutmaya çalıştım çünkü o zamana kadar İstiklal Marşı benim için hep bir ezgi eşliğinde söylenmişti, hiç şiir olarak okunabilecek bir şey olduğunu düşünmemiştim.
İstiklal Marşı bittiğinde bende Korkma sönmez bu şafaklarda... diye başladım fakat gerisi hiçbir şekilde aklıma gelmedi. Ama orda susup unutmuş olmak da bana pek mantıklı gelmemiş olacak ki kendi İstiklal Marşımı yazdım. Ben uydurma sözlerle 2 kıta İstikla Marşını okurken
Bütün öğrenciler bana gülüyordu. Hatta bir ara bizim okulda öğretmen olan annnemle gözgöze geldim o bile gülüyordu. Bu olayı ne güzel kafamdan silmiştim. Kapıya dalınca tekrar aklıma geldi. Bakalım daha neler gelecek.
Eğer Burcu baklanın tarifini yazmıış olsaydı bugün de Burcu'nun marifetlerinden bir enginar fotosu ekleyecektim. Ama daha yazmamış. Bekliyoruz Burcuuu...
İşte garipleştiğimin göstergesi
Enginar fotosunu koymuşum
Burcu bakla tarifini eklemiş
Ve ben neler yazmışım
:))))


Evet yani koskoca bakla tarifini görmemişsin.
Artık ne yapsan yeridir sana kızamıyorum.
Şu dağ bisikleti olayının ayrıntılarını öğrendikten sonra sana çok daha anlayışlı davranmaya karar verdim Başakcım.

Biraz önce değişik bir makarna yaptım.
Sevgili eşim gelsin tabaklara koyalım foto çekelim diye bekliyorum.
O zamana kadar enginarın tarifini yazayım.

Bu enginarları annem geçen sene bizim için aldı ayıklandı, limonlu suda biraz haşladı. Buzdolabı poşetlerine koydu. Bize verdi ve aylardır buzlukta duruyorlardı. Ablam neden yapmıyorsun bende çok basit bir tarif var dedi. Gerçekten çok basitmiş.

Malzemeler:
4 adet temizlenmiş dondurulmuş enginar
2 adet limonun suyu
2 yemek kaşığı zeytinyağı
Yarım demet taze soğan
Tuz
Su

Yapılışı:
Enginarı, küçük küçük doğranmış taze soğanı düdüklü tencereye koydum. Üzerine tuz, limon suyu ve su karışımını döktüm. tencerede yaklaşık 15 dakika pişirdim. Piştikten sonra taze soğanları enginarların iç kısmına koyup, dereotuyla süsleyerek servis yaptım. Afiyet olsun...

Çarşamba, Şubat 22

Burcu'nun Baklası


Allahım neden ben.....
Dün akşam Alsancak'ta bir arkadaşımla yemek yemek için Bonjour'a gitmeye karar verdik. Konuşarak(biraz fazla konuşurum tamam ama bu olaydan sonra herkes geveze olduğumu onayladı) Bonjour'a doğru yürürken uzaktan bakıp açık olduğunu düşündüğüm cam kapıya yöneldim.Yine hiç susmadan, birşeyler anlatarak hızla aslında kapalı olan cam kapıya bir giriş yaptım. Kafamı o kadar hızlı çarptımki aynı çizgi filmlerdeki gibi gözümün önünde yıldızlar uçuştu, sendeledim. Hemen içeriye girdim,oturdum, garsonlar buz getirdi. Elimdeki buzla alnımda yine aynı çizgi filmlerdeki gibi fırlayan şişliği indirmeye çalıştım. Biraz oturduktan sonra arkadaşımla gülme krizine girdik. Sonra baktım herkes gülme krizine girmiş. Garson sürekli başımda durup ilgilendi. Ama gülüyordu ve "yanlış anlamayın size gülmüyorum" diyordu. Allahım ne korkunçtu. Alnım ve burnum hala acıyor.
Neden ben....
Neden gidip üzerinde kocaman sodexo ticket reklamları olan cam kapıyı görmedim.
Aranızda dün akşam Bonjour'da olan var mı?
Varsa evet hızla gelip cam kapıya dalan benim(Başak).
Başıma 3 sene önce dağ bisikleti düşmesinden beri böyle rezillik yaşamamıştım.
offff offff


Bu arada Burcu 2 hafta önce bu yemekleri yapıp fotoğraflarını göndermişti. Ben fotoğraflardan birini ekliyeyim o sonra tarifini ekler. Yani eklemek zorunda kalır.


Başak'ın yazdıklarını okuyunca çok güldüm. Ben de hafiften sakar ve dikkatsiz bir insan olduğumdan bu çeşit çarpma, çarpışma ve düşme olayları benim de başıma sık sık gelir. Başak bence mutlaka başına dağ bisikletinin düşme!!! olayını da anlatmalısın.

Gelelim fotoğraftaki yemeğe... Zeytinyağlı bakla kiminin sevdiği, kiminin de ağzına bile sürmediği bir yemek. Ben sevenler grubundayım ama yine de çok yaptığım bir yemek değildir. İlkini 2-3 yıl önce yapmıştım. Hatta o zaman tarifini Başak'tan almıştım. Bu da ikinci yapışım oldu. Son zamanlarda annem bize geldiğinizde ne yemek istersiniz diye sorduğunda bakla istediğim için evde yapmayı düşünmüyordum. Ama bir arkadaşım fazla aldığı için bana da biraz verdi. Böylece yapmak zorunda kaldım.

Malzemeler:
Tahminen 1/2 kg.bakla (yazdığım gibi arkadaşım verdiği için tam ne kadar emin değilim)
Yarım demet taze soğan
Yarım demet dereotu
2limon
2 yemek kaşığı zeytinyağı
Su
Tuz
Un

Yapılışı:
Baklaları yıkayıp, ayıklayıp,ikiye-üçe kesiyoruz.
Bir limon ve biraz un karıştırılmış suya koyuyoruz.
Ayıklama işlemi bitince düdüklü tencereye zeytinyağını, küçük küçük doğranmış dereotu ve taze soğanı, baklaları koyuyoruz. Üzerine bir limon suyu ve bir kaşık unla karıştırılmış su döküyoruz. Ben düdüklü tenceye sebzeleri örtecek kadar su koyuyorum. Yaklaşık 15 dakika da pişiyor. Dereotuyla süsleyip servis yapabilirsiniz. Sade veya sarımsaklı yoğurtla çok iyi gidiyor.Afiyet olsun...

Salı, Şubat 21

www.bidolu.com (bascuda)

Bu aslında hem komik bir olay hem sinir bozucu bir olay hem de herkese uyarı…
Sevgililer gününden bir gün sonra kargoyla bir paket geldi. Bascuda yada şimdiki adıyla Bidolu.com dan bir paket. Merakla içinde ne var diye açtım. Bir sevgililer günü hediyesi. Yurt dışında olduğu için Kay bana bir sevgililer günü hediyesi göndermiş. Kutunun içinden başka bir kutu çıktı. İçinde bir not ve bir saat vardı. Ben gözlerim dolarak hemen nota yöneldim Gerçi 10 defa telefonla konuşmuştuk ama ne yazıyor diye merakla hediyeden önce nota sarıldım.
Notu bir kere okudum, sonra bir kere daha okudum.Hiçbir anlam veremedim.Çünkü notta:
“Değerli müşterimiz aldığınız saatin hediyesi olan web cam stoklarımızda kalmadığı için size bir saat gönderiyoruz güle güle kullanın” yazıyordu. Kendi kendime kay birisine saat almış onun hediyesi olan web cami de bana sevgilililer günü hediyesi olarak göndermiş dedim.

Öğlen burcu’ya notu anlattım. Yorumu şu oldu:
“Kay yurtdışındaki sevgilisi Olga’ya bir saat almış,onun hediyesi olan web cam i sana göndermiş,web cam kalmadığı için sana da bir saat gelmiş.”
Sonra Kayla telefonla görüştük ve olayın aslı anlaşıldı.Kay bana bidolu.com dan bir saat almış ve göndermiş.Fakat ısmarladığı saatle bana gelen saat aynı değil. Firma yanlışlık yapıp benim saatimi başkasına başkasının saatini bana göndermiş. Hemen telefona sarılıp firmayı aradım fakat telefonlara bakmıyorlar. Not bırakın biz sizi ariyalım diyorlar aramıyorlar. Bir sürü e mail yolladım. Bir kişi bile ne oldu diye cevap yazmadı. Yani elimde bir başkasının saati ve bir başkasının notuyla kala kaldım. Firmanın ilgisizliğinden de sinirlerim bozuldu.
Bunu yazıyorum çünkü başıma gelen bu olayı bir şekilde birileri ile paylaşmam lazım. Ve Bascuda(bidolu.com) dan alışveriş yapmayı düşünenleri uyarmak istedim. Paranızı boşa harcamayın.

Pazar, Şubat 19

Mis kokulu bitkisel sabunlar



Zaman buldukça yemek blogları dışındaki bloglara da göz atmaya çalışıyorum. Gerçekten çok değişik bir dünya.Bunlardan biri de iki arkadaşımın hazırladığı, kendi yaptıkları mis kokulu, tamamen doğal, bitkisel sabunlarla ilgili blog. Sedem çok eski benim taaa üniversite yıllarından kimya mühendisliğinden arkadaşım. Kimya mühendisliğinde okuyan birçok bayanın hayallerini kurduğu kozmetikle uğraşmayı başarmış bir insan. Sık sık dünya tatlısı oğlunu görmek için evlerine gittiğimizde bize kendi yaptığı sabunlardan hediye etmeden yollamıyor. Verdiği sabunlar o kadar güzel kokuyor ki ben kullanmaya kıyamıyorum, banyoda havluların arasında duruyorlar. Bütün banyo da mis gibi kokuyor. Hele keseli olanları daha açmadım bile! Bu arada bugün Sedem'in doğumgünü! Dün gece güzel bir yemekle kutladık , bugün tekrar kutluyorum! Zevkli işlerinde de ikisine başarılar diliyorum!

Salı, Şubat 14


Bu gün sevgililer günü:
Burcu bu bizim Kaan'la 10. sevgililer günümüz, değişik birşeyler yapmak istiyoruz, zaten hep başbaşayız diyor...
Bense bu bizim Kayhan 3. sevgililer günümüz. Daha hiç beraber kutlayamadık, yurtdışında olamsaydı da, birlikte olsaydık, kutlayabilseydik diyorum.
İkimizin de derdi başka ama dileği aynı
"Birbirini seven herkese, sevgiyi kalbinde hisseden herkese, sevdiğiyle yanyana bir ömür diliyoruz."

Not: Bu aralar sitemize fazla birşey ekleyemiyoruz çünkü yeni bir site hazırlığı içindeyiz. Çalışmalarımız bittiğinde yeni sitemizi sizlerle tanıştıracağız.

Perşembe, Şubat 2

Bulgurlu pırasa


>

Daha önce nazlı arkadaşımızdan tarifini aldığımız zeytinyağlı pırasayla aynı şekilde yapılıyor. Tek farkı pirinç yerine bulgur konması ve 1 domates rendesi ilave edilmesi. Ben şeker ve soğan koymadan yaptım. Yağını da biraz azalttım. Afiyet olsun...

brokoli



En sonunda tarifi ekleyecek vakit bulabildim.
Bu yemek genellikle karnıbaharla yapılır. Ben de salata yapmak için brokoliyi ve havucu buharda haşladım. Sonra bir değişiklik yapayım dedim. Beşamel sosla karıştırıp, üzerine de biraz kaşar rendeleyip fırında pişirdim. Çok lezzetli oldu.

Malzemeler:
Yarım kilo brokoli
2 orta boy havuç
1 kaşık un
1 bardak süt
Biraz zeytinyağı
Küçük bir kase diyet kaşar
Tuz

Yapılışı:
Brokoliyi ve havuçları yıkayıp, brokolileri çiçek çiçek ayırdıktan ve havuçları ince ince dilimledikten sonra, buharda haşladım.
Beşamel sosu da, 1 tepeleme kaşık unu, biraz sıvıyağla kavurduktan sonra, 1 bardak süt ekleyip, muhallebi kıvamına gelene kadar kaynatarak yaptım.
Bir fırın tepsisinde haşlanmış sebzeleri biraz tuz ve brokoliyle karıştırdım. Üzerine diyet kaşar ekleyip,kaşarlar eriyene kadar fırında pişirdim.
Afiyet olsun...