Salı, Kasım 14

Dün...





Dün sabah hasta hasta işe gelindi.
İşlerle boğulunca hastalık unutuldu ama 2 saatte bir portakal, mandalina yenildi.
Akşam olunca bütün hafta sürekli sızlanan, "Sunuşta giyecek kıyafetim yok, ben ne giyicem, ben ne yapıcam şimdi" diye söylenip duran ev arkadaşı ile Alsancak'a gidildi. Hedef mağazadan yarım saat içinde 1 etek, bir gömlek bir de triko alındı.

100 gram çifte kavrulmuş fındık alındı. Yağmurlu Alsancak sokaklarında yürünüp fındık yenildi. Sonra bir taksiye binildi ve Elhamra Sarayına gelindi.
Salona girildi.
Koltuğa oturuldu.
Ve Atatürk'ün en sevdiği opera olan Tosca seyredilmeye başlandı.
Çıkışta Operaya teorik olarak birlikte geldiğimiz grubumuzla çorbacıya gidildi.
Çorba içilip eve doğru yola çıkıldı.
Gece 1 de yatağa yatıldı.
Çorbadan dolayı bir süre uyunamadı, bu arada neden bir türlü operayı sevemediğim ve neden buna rağmen bir sonraki operaya da bilet ayırttığım düşünüldü....



Ekşi sözlükten Tosca hakkında:
tosca, puccini'nin en sevilen eserlerinden biri. fransız oyun yazarı sardou’nun “la tosca” adlı oyunundan alınarak, luigi illica ve giuseppe giacosa tarafından metni hazırlanan tosca, puccini’nin tüm dünyada en çok beğenilen ve oynanan eserlerinin başında geliyor. ilk kez 14 ocak 1900’de roma’da sahnelenen eser, ülkemizde ilk kez 2 nisan 1941’de ankara’da sahnelenmiş. tosca operası, 19. yüzyıl başlarında roma’da geçen; gerilim, korku, tutku, cinsellik, sadizm, din olgularının harmanlıyor. şu sıralar (bkz: izmir devlet opera ve balesi) tarafından sahneleniyor.
(tamagotchii, 19.11.2003 15:56)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

selam
ankarada yasiyorum. bugun esimle toscayi izlemeye gidecegiz. umarim begeniriz.

bence arada sirada gitmek gerekir. o havayi solumak adina..

sevgiler fidan